Türkiye’de Sağlık Turizmi Sorunları ve Mevzuatlar

Türkiye’de Sağlık Turizmi Sorunları ve İlgili Mevzuatlar

  •     Türkiye’de şu an da 67 Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 764 kamu hastanesi, 499 özel hastane, 111.211 doktor, 58.258 uzman, 31.978 pratisyen hekim ve 70.228 hemşire bulunmaktadır. Nitelikli hastaneleri ve uzmanlarıyla Türkiye sağlık turizmi alanında önde gelen ülkelerden biri olmak gayretindedir ve sağlık turizmi amacıyla ülkemize gelen turistlerin sayısı her yıl artmaktadır. Yapılan araştırmalara göre 2004 yılında dünya çapında sağlık turizmi için harcanan para 20 Milyar Amerikan doları iken bu rakamın 2012 yılında 100 Milyar Amerikan dolarına ulaştığı görülmektedir.Ülkemizde de istatistiklere göre 2008’de 74.093, 2009’da 91.961, 2010’da 109.678, 2011’de 156.176 ve 2012’de 210.000 kişi sağlık turizmi kapsamında Türkiye’de tedavi görmüştür.2015 yılında 500.000 yabancı hasta ve 7 milyar dolar gelir ve 2023 yılında 2.000.000 yabancı hasta ve 20 milyar dolar gelir elde edilmesi beklenmektedir.
  •     Sağlık Bakanlığın verilerine göre 2010 yılında sağlık turizmi amacıyla gelen hastaların %92’si özel hastaneleri tercih ederken, %8’i kamu hastanelerini tercih etmiştir. Yine Sağlık Bakanlığı’nin verilerine göre gelen hastaların %80’i göz, diş, ortopedi, kardiyoloji, onkoloji, plastik cerrahi ve beyin cerrahisi alanlarında tedavi görmüştür. Sağlık turizminde sağlık teknolojileri ve sağlık hizmetlerinin kalitesi kadar yol masrafları, direk uçuşların bulunması, coğrafi yakınlık, iklim koşulları, kültürel, dinsel yakınlık ve tedavi masrafları gibi etkenler hasta tercihlerini etkileyebilmektedir. Türkiye iklim koşulları açısından soğuk Avrupa ülkelerinden hasta çekebilen konumda bulunmaktadır. Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşları ya da Türkiye kökenli hastalar da sağlık turizmi açısından ciddi bir potansiyel olarak değerlendirilmektedir. Sağlık Turizmi kapsamında ülkemize gelen turistlerin %70’inin Almanya, Hollanda, Fransa, Türk Cumhuriyetleri, Avusturya ve Orta Doğu ülkelerinden geldiği kayıt altına alınmıştır. Ülkemizde bulunan termal yapılar da bu alandaki turizmin önünü açmaktadır, zira Türkiye jeotermal kaynak zenginliği ile dünyanın ilk yedi ülke arasında yer alırken, Avrupa’da birinci sıradadır.
  •      İsveç, Norveç, Danimarka, Almanya ve Hollanda’daki bazı özel sigorta şirketlerinin Türkiye’de termal tedavi görecek hastaların masraflarını karşılayacağını belirtmesi Türkiye’deki termal turizmin gelişmesine katkıda bulunmuştur. Bunların yanında Türkiye Ortadoğu ve Kafkas ülkelerinden de coğrafi yakınlık sebebiyle hasta çekebilmektedir. Özellikle 11 Eylül sonrasında Avrupa ülkelerine ve Amerika Birleşik Devletleri’ne gidişlerinde türlü engeller çıkartılan Arap ülke vatandaşları açısından Türkiye sağlık turizminde önemli bir ülke haline gelmektedir. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde nüfusun hızla yaşlanması da coğrafi yakınlık açısından ülkemizde sağlık turizminin bir kolu olan ileri yaş turizminin gelişmesi açısından önemlidir.
  •    Ülkemizde sağlıkta dönüşüm programı ile sağlık turizmi devlet tarafından desteklenmiş ve sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren işletmelere vergi indirimi getirilerek faaliyetleri teşvik dilmiştir. Kurumlar Vergisi Genel Tebliği uyarınca “sağlık alanında Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebileceği” hükmü getirilmiştir. Vergi indirimi yanında Ekonomi Bakanlığı tarafından çıkartılan Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğ’de ülkemizin döviz kazandırıcı hizmet gelirlerini artırmak ve hizmet sektörlerinin uluslararası rekabet gücünü geliştirmek amacıyla “pazara giriş”, “yurt dışı tanıtım”, “yurt dışı birim”, “belgelendirme”, “ticaret heyeti”, “alım heyeti” ve “danışmanlık” desteklerinin sağlık turizmini de kapsayacağı belirtilmiştir. “Sağlık Turizmine yönelik destekler” 2012/4 Sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Ticaretinin Desteklenmesi Hakkında Tebliğin Uygulama Usul ve Esasları Genelgesinde düzenlenmiştir1 . Genelge uyarınca sağlık kuruluşlarına pazara giriş desteği sağlanmaktadır. Bakanlığın belirlediği ülkelerden Türkiye’ye sağlık turizmi kapsamında gelecek hastaların uçuş giderlerinin yüzde elli oranında karşılacağı da hüküm altına alınmıştır. Sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren kurumların yurtdışında yapacakları tanıtımlar için de devlet desteği sağlanacağı belirtilmiştir. Yurtdışında açtıkları birimlerin kiralarının 4 yıl boyunca fondan karşılanması da öngörülen başka bir teşviktir. Genelge ile sağlık kuruluşlarının uluslararası teknik mevzuat uyum sağlamak ya da yurtdışı pazarlarda faaliyet gösterebilmek için ihtiyaç duydukları belge, sertifika ve akreditasyonlara ilişkin giderlere de devlet katkısı öngörülmektedir. Son olarak da ticaret heyeti ve alım heyeti desteği ile danışmanlık desteği alanında devletin katkıda bulunacağı hüküm altına alınmıştır.
  •    Sağlık turizmi alanında pazar payı yükseldikçe ve her geçen yıl sağlık turizmi amacıyla yurtdışına çıkan insanların sayısının artması ile sağlık turizmi alanında hizmet veren kurumların kalitesi daha da önem kazanmaya başlamıştır. İnsanlar bilmedikleri bir ülkeye tedavi olmaya giderken bir takım riskleri de almaktadırlar. Bu riskleri ortadan kaldırmak ve verilecek sağlık hizmetlerinin belli bir takım standartlara sahip olduğunu belgeyelen uluslararası sertifikalar önem kazanmıştır. Bu alanda en önemli kuruluş Joint Commission International/Uluslararası Birleşik Komisyonu (CJI) olarak kabul edilmektedir ve 2010 yılı itibarıyla dünyada 123 sağlık kuruluşu JCI tarafından akredite edilmiştir.Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde şu an JCI tarafından onaylanmış 37 hastane, 3 laboratuvar, 1 nakil aracı ve 1 ayakta tedavi merkezi olmak üzere 42 adet sağlık kuruluşu sağlık turizmi alanında faaliyet göstermektedir.

#sağlıkturizmi #sağlıkbakanlığı birleşikkomisyon #igeme #medicalintürkiye #danimarka

Table of Contents



Bir yanıt yazın

Sağlık Turizmi